Merkezi bir otoritenin var olmadığı, tamamen bencillerden oluşan bir dünyada işbirliği ortaya çıkabilir mi? Bu soru çok uzun zamandır ve haklı sebeplerle insanların ilgisini çekiyor. İnsanların “melek” olmadıklarını, her şeyden önce şahsi çıkarlarını kovalamaya meyilli olduklarını biliyoruz. Yine de zaman zaman işbirliği yapabildiklerinin, hatta uygarlığımızın bu işbirliğine dayandığının da farkındayız.
O halde, her bireyi bencil davranmaya iten koşulların varlığında işbirliği ve dayanışma nasıl gelişebilir, nasıl sürdürülebilir? İşbirliğinin ortaya çıkabilmesi için akla, dostluğa ve güvene ihtiyaç var mıdır?
Yayımlandığı yıldan bugüne siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, iktisat, evrimsel biyoloji, oyun kuramı, bilgisayar bilimi ve diğer sayısız alanda en fazla atıf alan çalışmalardan biri olmuş, “kült” eserlerden biri haline gelmiş bu kitap, işbirliği sorununa şaşırtıcı ve ezber bozan bir yaklaşım getiriyor.
Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılan siper muharebelerinden, Soğuk Savaş’ın “Dehşet Dengesi”ne, şirketler arası rekabetten diplomasiye, bakteri ile konağı arasındaki ilişkiden bölgeci kuşların davranışlarına varasıya karşılıklı işbirliğinin dostluk, güven, bilinç, hatta zeka olmadan, bencillikten nasıl doğabileceğini, nasıl istikrar kazanabileceğini ortaya koyuyor.
Mahkumun İkilemi oyununun mantığını en küçük canlılardan en güçlü devletler arasındaki ilişkilere kadar uygulayarak, çatışma, rekabet, ihanet ve karşılıklılık olgularının altında yatan yalın ve büyüleyici matematiği gözler önüne seriyor.
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli