İnsan toplulukları kendilerini ifade etmek için her devirde nevi şahsına münhasır
bir dil üretmişlerdir. İlahi hitap da bu gerçeği dikkate alarak onlara kendi
ürettikleri dil ile hitap etmiştir. Bu hitap, ontolojik bakımdan mütekellim ile
aynı düzlemde bulunmayan muhatabın durumu gözetilerek çoğu zaman temsil,
teşbih, mecaz vb. Sembolik anlatım yollarıyla gerçekleşmiş ve “din dili” olarak
adlandırabileceğimiz bir biçimle kendine özgü bir hususiyet kazanmıştır.
Ancak, ilahi kelamın bu hususiyetinin dikkate alınmadığı her durum, tabiat
olayları ve yaratılış ile ilgili birçok hadisenin mucizevi bir karaktere büründürülmesine
ve bunların birer akide haline gelmesine sebep olmuştur.
Elinizdeki eserde, gayb gibi itikadi açıdan önemi tartışılmaz temel bir meseleden
kur’an kıssalarının mahiyet ve işlevlerine, mucize bahsinin insanoğlunun
entelektüel ‘tekamül’ süreci ile ilişkilendirilerek irdelenmesinden hz. İsa’nın
kimliğinin ve hayat hikayesinin tarihsel perspektiften analizi ve onunla alakalı
birçok müşkil meselenin kritik edilmesine, bazı siyer olaylarının analizine ve
bazı ayetlerin meallerindeki hataların tetkik edilmesine kadar birçok konuya
dair derin ve uzun soluklu bir ilmi mesainin neticelerini bulacaksınız
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli