Mevlana ve Bediüzzaman.
Biri Celâleddin-i Rumî’nin sifati, digeri Said Nursi’nin.
13. asirda yasayan Mevlana’nin Konya’da tutusturdugu ilim ve hikmet isigina pervane misal binler, on binler, milyonlar teveccüh etti.
Mevlana için sultanlardan, vezirlerden, pasalardan daha ferahli ve debdebeli bir hayat yasayabilme kapisi sonuna kadar aralanmisti. Ama o medresenin mütevazi bir kösesinde ailesi
ile birlikte iktisat ve kanaat içinde yasamayi tercih etmisti.
15 yillik vaaz, nasihat ve telif döneminde yedi ciltten meydana gelen 25.618 beyitlik Mesnevî Külliyati vücuda geldi.
"Dün, dünle gitti cancagizim. Simdi yeni seyler söylemek lâzim" diyen Mevlana’dan 7 asir sonra, mücedditlik ve müçtehidlik misyonu Bediüzzaman ve Risale-i Nur Külliyati’nda makes buldu. Mesnevî-i Serif’teki mesaj, sanki ete-kemige bürünmüs, 20. asrin insanina Risale-i Nur olarak sunulmustu.
Tipki Mevlana gibi zamanin yeni seyler söyleme zamani oldugu gerçeginden hareketle hep yeni seyler söyledi Bediüzzaman. Çagin problem ve hastaliklari için isabetli teshisler ortaya koydu. Dogru içtihatlar yapti ve hayatini "Islam âlemi’nde bin senedir biriken" yanlisliklari düzeltmeye adadi.
Bu kitabi okudugunuzda aralarinda 7 asirlik fark olmasina ragmen, müceddit ve müçtehitlik sifatlariyla Mevlana ve Bediüzzaman’i yan yana göreceksiniz. Tipki Bediüzzaman gibi, "Mevlana eger bu asirda gelseydi Risale-i Nur’u yazardi" diyeceksiniz.
Yazar Adı
Selahaddin Yaşar
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli