“Odada çıplak, arkası dönük bir kadın vardı. Beli ince, kalçaları genişti. Kürek kemikleri belirgindi. Narin
boynu uzun saçlarının arasından belli belirsiz görünüyordu. Yataktan doğrulup tam karşıdaki aynada kadının
yüzünü görmek istedi, ama boynundan aşağısı hissizdi, kımıldayamadı. Kafası dışında hiçbir uzvuna söz
geçiremedi. Dehşete kapıldı. Çığlıkları içinde boğuldu. Ağzını oynatıyorsa da sesi çıkmıyordu. Tam o anda
kadın yüzünü ona çevirdi. Yüzünde, gözlerinin olması gereken oyukların içi boştu. Ağzının olması gereken
yerde hiçbir şey yoktu. Çıplak kadının ağzı yoktu.”
Gece yarısı çıkılan bir yolculuk, yol kenarında bulunan kırık bir telefon, Şile’de ormanlık alana fırlatılmış bir
kadın cesedi…
Burada herkes biraz suçlu, herkes biraz huzursuz, herkes biraz kayıp. Burada Herkes Çıplak!
Hayatı sevgi dilenmekle geçmiş bir kadın, karanlık çöktüğünde sayıklanan gerçeklerle uyanıyor yıllardır süren
kâbusundan. Kendini bulmak için çıkıyor yola, öyle bir yol ki sonunda doğum da var ölüm de.
Yaşanmışlık kokan kelimelerin arasında bir suçlu ararken kendinizi bulacağınız bu roman beklenmedik
sonuyla uzun süre hafızanızdan silinmeyecek.
“Elif Şakar karşımıza hem soluk kesici hem de duygulandırıcı bir romanla çıkıyor. Ataerkil bir aile yapısında,
mesleği ve evliliği de dahil, hep istenenleri yapmış Nazlı’nın kendisini var etme mücadelesinde etrafındaki
insanları nasıl değiştirdiğini hayranlıkla okuyorsunuz. Karakterlerin her birinin hikâyesinde ayrı bir derinlik
var. Bizde farklı sorular sorma ihtiyacını uyandıran hikâyeler bunlar. Nazlı’nın çığlığı öyle çok kadının çığlığı
ki...”
Mario Levi
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli