Göğe açılan kapımız, camilerin dinimizdeki yeri tartışmasız çok önemli bir konumdadır. İslam’ın
yüzyıllara dayanan kadim kurumu olan camiler, tarih boyunca büyük bir özenle inşa edilmiş,
şehirlerin başköşesindeki yerlerini alarak müminlere ev sahipliği yapmıştır. Camiler bir ve beraber
olarak tek ve bir olana yönelmenin en güzel mekânlarıdır. Cemaat hâlinde kalpler Allah’a yönelirken
bu güzide mekânlar asıl vazifelerini yerine getirirler. Peki, bizleri günde beş vakit salaha ve felaha
çağıran; huzura ermemiz için huzur-u ilahiye varıp namaza durarak Rabbimizle buluşmaya davet
eden ezanın özgürlük çağrısını işitip bu kutlu mekânları şenlendirebiliyor muyuz?
Namazı ve camiyi hayatımızın merkezine yerleştirmemiz gerektiğini vurgulayan Abdullah Yıldız,
Haydin Camiye isimli eserinde dünyada ve ahirette huzura ermenin yolunun camilerimizde beş vakit
huzura durmaktan geçtiğini hatırlatıyor. Şunu söyleyebiliriz ki, kitap bir tevhid eylemi olan
namazımızı cemaatle omuz omuza eda ederek onun hayat verici ve birleştirici ruhuyla coşmak,
böylece millet ve ümmet olarak yeniden tarihin öznesi olmak özlemiyle kaleme alındı.
Camilerimizi gerçek anlamda birer uyanış ve diriliş merkezi hâline getirmeye davet eden Haydin
Camiye huzuru yanlış adreslerde ve yanlış mekânlarda değil, doğru adres olan camilerde arama
çabasının hâsılası
Yazar Adı
Abdullah Yıldız
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli