“Yaşlı reis; çok yıllar, yüzyıllar önce, Bizanslıların, Osmanlılardan kaçırmak istedikleri bir hazineyi adaya sakladıklarını, başına da bekçi olarak azgın köpekleri diktiklerini, o seslerin, hâlâ adada dolaşan köpeklerin hayaletlerinden geldiğini, zaten o yüzden ‘Hayırsız Ada’
dendiğini anlattı...”
Ağustos ayının en sıcak günlerinde, bu acımasız sürgünün ilk tanıkları olan martılar, o ölüm kalım savaşının son şahitleri olarak daha da bir çığlık çığlığa ağlaşırlarken Hayırsız Ada semalarında, Marmara Denizi bile, üzerinde titreşen sıcağın buğusuna küsmüşçesine suskundu.
Onlarca can, müsebbibi olmadıkları bir intikamın bedelini ödemek için salıverildiler, toplanıp da dolduruldukları bir mavnanın izbe ambarından, kendi türleri için tarihte de hayırlara vesile olmamış o meşum adaya...
Kimdi asıl kurban ve kimdi bu acımasız katliamın gerçek sorumlusu?
Mine’nin, gönülden bağlı olduğu ve inandığı kocası için izini sürmek zorunda kaldığı bu ağır trajediyi içiniz burkularak soluksuz okuyacak ve sonrasında eminiz ki insanların belki de en iyi dostları olan hayvanlara, o masum canlara çok daha duyarlı yaklaşıp, her nerede olursanız olun, yardım isteyen seslerine kulak vereceksiniz...
NOT : Okuyucuya kitabin yanında kelime kartı verilmektedir. Bu kelime kartının da belirtilen sayfalara tuttuğunda kitabın içerisinde bulunan gizli kelimeleri bulmalı ve anlamlı olan o cümleyi oluşturmalıdır. Ancak o vakit kitaptaki gizli cümleyi bulmuş olacaktır.
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli