Edebiyatın Kırk Çınarı

Küçük bir fikirle çiktik yola. Bir küçük fikir, 40 taze bakisli yazar… Çig gibi büyüdü fikirler, giderek demlenen kalemlerde devlesti eserler, 40 kalemden 1000’i askin yazara ulastik.
Farkli sehirler, farkli hikâyeler, bambaska pencereler… Birbirimizi hiç görmeden el birligi yaptik; bir elden çikardik, 40 ayri gözle yazdigimiz kitaplari. Bir kitabimiz olacak mi, oluyor galiba derken 40. kitaba ulastik.
Görmeden kenetlenmenin, bir ve beraber olmanin, kesrette vahdetin adiydi 40’lar Kulübü. Yol azigimiz samimiyetti ve biraz da fikirlerimiz. Zira tefekkür etmeliydik, gelecege küçük de olsa bir kapi açmak için. Önüne gelen her seyi kendine katip götüren sellerden daha güçlüydük; çünkü imanimiz vardi. Biliyorduk ve inaniyorduk ki bu yola çikarken imanimiz en büyük imkânimizdi. Kendimize azik yaptigimiz düsüncelerimizle araladigimiz kapinin en müstesna yolcularina ulasma hedefi ise çok zorlu bir yokustu. Rabb’imizin dedigi “akabe”ydi bu. Azimliydik, istiyak içinde kollarimizi sivadik her seferinde. Bizi böylesine özveriyle kulübümüze kenetleyen ise ne ikbal hirsi ne yazarlardan bir yazar diye anilmakti. Bir miskini doyurmak, bir fakiri giydirmek, bir yetimin hayallerine dokunmak ya da susuz vadilerdeki bir kuyuda tek damla olmak… Iste budur bizim serüvenimiz.
Simdi 40. kitapla yola devam ediyoruz. 40 seçkin edebiyatçiyi anlatmak, en azindan engin sanatlarina bir kapi aralamak bu seferki amacimiz. Her kitabimiz bittiginde ilk günkü heyecani hissederek yenisine basladigimiz gibi bundan sonra nice 40’lara ulasmak da en büyük gayemizdir.
Selam ve dua ile…