Hizbullah, Türkiye’nin Kürt cografyasinda, 1990’larda kiyici bir
siddet uygulayan bir gizli örgüttü, daha sonra bir sosyal harekete
ve siyasî partiye dönüstü. Hâlâ kapali bir yapi; disaridan bakanlarda
genellikle korku uyandiran bir imgesi var. Mehmet Kurt, Hizbullah’in
karanliktaki dünyasina güçlü bir isik tutuyor. Hizbullah’in ideolojik,
politik ve örgütsel ortaminin ayrintili bir resmini çizmekle; din anlayisi
ve siddete bakisi mercek altina almakla kalmiyor ayni zamanda örgüt
içindeki grup aidiyetinin ve dinamiginin canli bir tasvirini de görüyoruz.
Hizbullah’in dünyasinda adanmislik kültürü hakkinda, ölüm kültü
hakkinda, düsman figürlerinin (mürtet, tagut, Yahudi…) nasil tasavvur
edildigi hakkinda saglam bir görüs ediniyoruz.
Yazili kaynaklari, dogrudan gözlemlerini ve derinlemesine
görüsmelerini, hem ilahiyatin hem sosyolojinin bilgi birikimiyle
irdeleyen yazar, görsel (ve bedensel) temsillerin de etrafli bir analizini
yapiyor.
Hizbullah’a ‘disaridan’ ve ‘içeriden’ bakislar arasinda hassas bir
dengeyi kurabilmis olmasi kitabi basarili kiliyor. (…)
Son dönemde yeniden yogun bir sekilde konusmaya basladigimiz ve
konusmayi sürdürecegimiz kesin olan Hizbullah’i taniyip anlamanizi
son derece kolaylastiracak bir kitap...
Rusen Çakir, Sunus’tan
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli