Cümbezin Kızı tek başına bir kadın hikâyesi değildir. Unutulan tarihe, sosyal olaylara kızlarımızın çığlıkları arasından bakıştır. Adanın parçalanışı, EOKA tohumlarının atılışı, İsrail'in kuruluşu ve kızlarımızın kayboluşunun hikâyesidir.
Cümbez; adadır, Nenanne’dir, Hatice’dir, Eleni Nine’dir, Süleyman’dır, Bastiban’dır... Bir yanının Türk, bir yanının Rum olduğunu bilir de insanca döker yemişini. Cümbez, bölücülerin kesemediği koca bir ağaçtır.
Bir zamanlar Kıbrıs'ta Nenanne ile Eleni Rumca susar, Türkçe bölüşür, kadınca konuşurdu. Ve kızlar… Yokluğun, kıtlığın, savaşın, sömürge yönetiminin ince hesapları arasında doysun ve geride kalanı doyursun diye Filistin'e, Ürdün'e satılan kızlarımız... Küçük kuşlar gibi avlanıp babaları eliyle teslim edilen kızlarımız... Onlar hayalleriyle birlikte unutuldular...
“Latife'den bu yana ne böyle duyarlılık ne de espriye rastladımdı. Seçici gruba beni de dâhil eden İskender'e teşekkürler. Emine'ye yakıştı doğrusu.” Alev Alatlı
“Işınsu'ya yakışır bir yarışmaydı. Güzel eserler geldi. Cümbezin Kızı öne çıktı.” Prof. Dr. İlber Ortaylı
“Genç Werther'in Acıları’nı hatırlatan, genç bir kadının hikâyesinden hareketle içe işleyen bir sosyal dram. Türkçesi çok sağlam ve çok güzel.” A. Yağmur Tunalı
“Ah Cümbezin Kızı, ne olur bize her daim iyilerin kazandığı o tükenmez masallarını hep anlat, hep anlat ki; dünya denilen bu dar ve engebeli köprüde Zümrüdüankaların kanatlarından yalnızca sevgi ve merhamet devşirelim.” Prof. Dr. Belkıs Gürsoy
“Akıcı ve işlek bir üslup, güçlü bir başkarakter, zevkle okunan bir roman...” Prof. Dr. Bilge Ercilasun
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli