Lütfü Akad’in 1968 tarihli kült filmi Vesikali Yarim, seyircisini siradisi bir deneyime sürükler. Hersey bir Yesilçam melodramindan beklenecegi gibidir, çok tanidiktir. Ama ayni zamanda çok tuhaf birseyler vardir bu filmde ? adi koyulamayan, açiklamaya direnen, onu diger Yesilçam filmlerinden ayiran bir tuhaflik...
Bir grup çalismasi olan Çok Tuhaf Çok Tanidik iste bunun nedenini arastiriyor. Vesikali Yarim’i unutulmaz bir sanat yapiti haline getirenin tam da bu özelligi oldugunu, içinde yer aldigi sinema geleneginin bildik, tanidik motiflerini tasidigi halde bunlara farkli anlatisal ve estetik çözümler getirdigini söylüyor.
Filmin anlatisal içerigi kadar, estetik özelliklerine de hakkini
veren bir çözümleme tarzi var bu incelemenin. Bir yandan filmin
Türk modernlesmesinin temel sorunlariyla bagini sergilerken,
diger yandan filmin biçimsel yapisinin, basta hiç düsünülmemis
içerikleri mümkün kilan, onlarin yolunu açan mantigini ortaya çikariyor.
Bir filmin, daha genelde bir kültürel ürünün nasil “okunabileceginin“ basarili bir örnegi olarak sunuyoruz bu kitabi. Su sorulabilir: Seyretmek ve keyfini çikartmak varken neden desifre etmeye çalisalim ki bir filmi? Kendisiyle yapilan söyleside filmin yönetmeni Akad da böyle diyor. Cevaplardan biri, sanati sanat yapan seyi gerçekten ögrenebilmek içindir.
Ama galiba baska bir cevap daha önemli: Yeniden büyülenebilmenin ilk sarti, önceki büyülerden kurtulabilmektir.
(Tanitim Yazisi’ndan)
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli