Çağdaş Türk Romanı Üzerine İncelemeler

Eskinin ve yeninin, gelenegin ve modernin, dogunun ve batinin, simdinin ve geçmisin, yönetenlerin ve yönetilenlerin çatismalari içinde kendini, kimligini, özünü bulmaya çalisan bir toplum gelecegini de bu minvalde kurgulamaya ve kurmaya gayret eder; kendi yolunu arar.Yeni bir toplumsal yapi içinde degisen ve dönüsen zihniyetler, iliskiler, duygular, aliskanliklar ve birbiriyle savasa tutusmus tüm bu güçler ve degerler dile gelmek, varliga gelmek için, duyulari iyice keskinlesmis insan ruhlarina yerlesirler. Dilsel, düsünsel ve duygusal hassasiyetleri tavan yapmis bu insanlar, ruhlarina dolan, hayatin çesitli alanlarindan devsirdikleri tipleri, karakterleri, farkli dil ve üsluplarda, farkli anlatim biçimleri ve olay örgüleri içinde ete kemige büründürürler.Ancak hem anlaticiya ve eserine hak ettigi degeri vermek hem de bu eserler etrafinda gelisen ve toplumsal çevrelerde karsilik bulan etkilerinin dogru ve uygun bir hal almasi için bu anlatilar, romanlar da degerlendirilmeye ve elestirilmeye muhtaçtir.Çok az örnegini gördügümüz ve eksikligini büyük ölçüde hissettigimiz nitelikli elestiriler sayesinde daha iyiye, daha güzele, dogru bir zeminde tartisarak ulasabiliriz. Gürsel Aytaç bu çalismasiyla, farkli bir edebiyat kültüründen edindigi birikimleri, çagdas Türk romanciliginin belli basli yazarlarinin ve eserlerinin degerlendirildigi bu eserinde ortaya koymakta ve dogru bir elestiri ve tartisma zemininin olusmasina azimsanmayacak bir katki sunmaktadir.