Çağdaş Alman Edebiyatı

Son derece vaatkâr bir baslangiç ile modern zihniyet, modern bilim ve teknolojiler, ilerleme ve Aydinlanma düsünceleri, insanlara, ideal bir dünyanin, mutlu ve özgür bir gelecegin kapilarini sonuna kadar açacaginin müjdesini verdi.Bu ortamda. birlik ve beraberlik vurgusu içinde, otomatik olarak görevlerini yerine getirmesi beklenen kalabaliklar, hayatin her alaninda motorize birlikler gibi çalismanin ve is'lemenin neferleri haline getirildiler. Refah artiyordu. gunlük hayati kolaylastiran, gelecek konusunda riskleri azaltan gelismeler yasamyordu; ama öte yandan insani iliskilerde, ailede, insanin iç dünyasinda önemli çalkantilar, huzursiizluklar ve büyük acilar da yasaniyordu.Çagdas kapitalist dünyanin ve modem burjuva kültürünün acimasiiligi karsisinda. insanin güçsüzlügünün. çaresizliginin ve umutsuzlugunun âsina oldugumuz bu karamsar tablosu yeni degildir. Erken uyaricilar her zaman vardir ve onlar dünyayi anlama biçimlerimiz ve hayat tarzinizla ilgili önemli ayrintilara isik tutarlar. Iste çagdas Alman yazarlari da böyledir. Mevcut haliyle insani varliga ve bu varligi olusturan topluma, düzene, varolusa bir baskaldiriyi, bir ülkeyi ya da bir teslimiyeti, bir kayitsizligi dile getirirler. Halen sürmekte olan bu zamani, belki de hala Rilke'nin. Kaíka'nin. Thomas Mann'in ve diger yazi ustalarinin gözleriyle görüyor, kalpleriyle duyuyoruz.Küçük ve siradan insanin toplumsal çevreleri içindeki yalnizligi ve varolus trajedisi... Gürsel Aytaç'in bu degerli çalismasiyla, bu küçük ve siradan 'kahramanlarin' ve onlarin yaraticilarinin dünyasina bir giris yapmis oluyoruz.