“Para, borç, armagan ve din üzerine derin düsüncelerden olusan benzersiz bir kitap bu. Incelikli, berrak, sade bir dille yazilmis ve insani bastan çikaran baglantilarla, ifsaatlarla dolu. Bu kitap hayatinizi degistirecek.”
PETER CAREY
Bugüne kadar yazilmis tüm ekonomi kitaplari bize ayni dersi anlatir: Para, zahmetli ve karmasik takas sistemine çare olarak yaratilmis, böylece insanlar mallarini yüklenip durmak külfetinden kurtulmustur. Gelgelelim bu tarih yorumunda küçük bir kusur vardir: Bugüne kadar bu teoriyi destekleyen herhangi bir veri bulunamamistir.
Akademisyen, aktivist, antropolog ve düsünür David Graeber kitabi Borç’ta, sorgulamadan kabul ettigimiz bu fikirleri ustalikla tersine çeviriyor: Tarima dayali ilk toplumlarin ortaya çikisina kadar, yani madeni ya da kâgit paranin icadindan çok daha önce, insanlar geliskin bir kredi sistemiyle yasayip, mallarini bu yolla degis tokus ediyorlardi. Ne olduysa sonra oldu, toplumlar alacakli ve borçlu olarak ikiye bölündü.
O dönemden beri, dünya genelinde borç ve borç affi politik tartismalarin ana konusunu teskil etmistir. Öyle ki, antik döneme ait hukuksal ve dini belli basli eserlerin lisanini ve kavramlarini, kökü geçmise uzanan bu borç tartismalari sekillendirmis, dahasi, ahlaki ve felsefi temel degerlere de son biçimini vermistir. Öte yandan sayisiz halk hareketini de tetiklemistir. Graeber, halklar olarak bugün hâlâ ayni savasin pençesinde kivrandigimizi gösteriyor…
“Graeber, kredinin, karsilikli-taahhüt agi üstüne kurulu toplumlarin yok edilip sinifli toplumun yükselisiyle ortaya çiktigini, para üstüne kurulu sosyal iliskilerin ardinda ise, sürekli fiili siddet tehdidi oldugunu vurguluyor.” Paul Mason, GuardIan
Çevirmen
Muhammed Pehlivan
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli