Batı İslam'ı Tanıdıkça

Bati’da Islam hakkinda beliren menfî görüsler Islam’in dogusunu takip eden asrin hemen ardindan basladi. Bu olumsuz yaklasim on birinci asrin sonlarina dogru Haçli seferleri olarak kendini gösterdi.O yillarda fakir ve gelisememis olan Bati idi. Hemen yani baslarinda ise yüksek medeniyet unsurlari ve refah seviyesiyle Müslümanlar bulunuyordu. Ancak Bati dünyasi yani basinda filizlenen bu harekete sicak bakip, kendisi için “besleyici ve yönlendirici” olarak göremedi. Aksine gelismeleri hep “kaos” olarak algiladi. Bunun içindir ki kendini ve kendi degerlerini korumak ugruna basvuracagi tek silah olarak Haçli Seferleri’ni gördü. Ne var ki, Haçli Seferleri’yle, üç asri bulan kanli bogusma seklinde ve onun devaminda yedi asir boyunca devam eden soguk savas tarzindaki direnmeden arzu ettigi sonucu alamadi. Hiristiyanligi bu defa misyoner faaliyetiyle yayarak Islam’i oldugu yerde eritmeyi denedi. Bundan da bekledigini bulamadi.Bati dünyasinin hasmane yaklasimlari ve düsmanca tavirlarinin olumlu neticeleri de oldu. Basta savaslar olmak üzere, müstesrik ve misyoner organizasyonlariyla, Islam’i ve Müslümanlari bir taraftan yok etmeye çabalarken, öbür taraftan tanima sansini yakaladi.Isin gerçegi Islam diniyle ilgili kaleme alinan kitaplarin tamaminda düsmanca bir yaklasim söz konusu degildi. Bati’da pek çok dürüst aydin farkli bir yaklasim sergiledi. Yazdiklari eserlerde Islam’a ve Müslümanlara yapilan haksizliklar üzerinde durdular.Goethe, Tolstoy, Voltaire, Guenon, Hitti, Garaudy, Schimmel, Bucaille, Hofmann, Lings, Rosenthal, Fuller’in de içinde bulundugu 55 Batili düsünür.Onlar Islam’a ve Müslümanlara dogru bir bakis açisiyla baktilar ve tanidilar. Eserlerinde Islam düsmanligina asla yer vermediler.Onlar Islam’i tanidilar.Onlar bizi tanidilar.Iste bu kitap, bizim de onlari tanimamiz için kaleme alindi.