Balık Kavağa Çıkınca

Deyimler ve kendisini tasiyan hikayeleri birer tarih aynasidir. Bir milletin örf, adet ve kültürünü, hayat tecrübesini, dünyaya bakisini gözler önüne serer. ‘And içerken’ veya ‘darisi basina’ derken Orta Asya’dan gelen bir âdetten bahsettigimizin; ‘onunla asik atilmaz’ derken bir çocuk oyununu kastettigimizin; ‘alti kaval üstü seshane’ diyerek bir silahi söze kattigimizin farkinda degilizdir. ‘Palavra sikarken’ bir kalyonunun güvertesinde oldugumuzu, ‘kabak tadi verdi’ deyip kizarken Fatih Külliyesi’ni, ‘atas pahasi’ sözümüzle Kanuni Sultan Süleyman’i, ‘hosafin yagi kesildi’ tabirinde Yeniçerileri düsünmeyiz bile.Fakat, zaman nehrinin tasidigi altin degerindeki bu tabirleri hikayeleriyle birlikte bir sonraki nesle aktarmaya devam ederiz. Kisacasi, her tabirle farkinda olmadan tarihimizden ve ecdadimizdan bahsederiz.Bu yüzden, deyimlerin hikâyelerini bilmek, geçmisi tasiyan bu sözleri daha yakindan tanimak bizim bakis açimizi genisletecektir.