Bu kitap, 1920-1945 yillari arasinda Azerbaycan Türklerinin Millî Mücadelesi’ni konu edinmektedir. Kapsadigi dönem itibariyla yankilari Kafkasya’dan çevre ülkelere (özellikle Sovyetler Birligi içindeki Türk ülkeleri ile Türkiye ve Iran’a) ve yurtdisina (Fransa, Almanya, Ingiltere, Polonya, Romanya vb.) uzanan “Bolsevikler ile Karsitlarinin Yeralti Savasi“ni büyük bir incelikle takip etmektedir. Kitapta özellikle, Sovyet ve yabanci ülke istihbarat birimleri arasinda sürdürülen “ilan edilmemis“ savas, gizli örgütler, yeralti çatismalar, istihbarat takip zinciri ve Stalin dönemine özgü Sovyet siyasetinin benzeri örneklerinin belgeleyen çok sayida konuya dikkat çekilmistir. Eski Sovyet tarih yaziciliginin “pembe gözlükler“ takarak kaleme aldigi “köylü ve isçilerin kardeslik ülkesi“ SSCB’de yasanan toplumsal direnis, ayaklanma ve basarisiz darbelerin iç yüzü sergilenmistir. Kitabin bir diger özelligi ise Sovyet penceresinden “Türkiye’nin görünümünü“ yansitmasidir. Türkiye sinirlari içinde olusturulan Sovyet istihbarat agi, Türkiye’nin Kafkasya’daki gizli çalismalari ile II. Dünya Savasi öncesi ve sirasinda Türkiye’nin gizli planlarina iliskin kaydedilen “yasak“ Sovyet istihbarat tutanaklari, ilk defa bu çalismayla gün yüzüne çikarilmistir.
Elinizdeki kitap, bugüne kadar Sovyet dönemi Azerbaycan Türkleri hakkinda söylenmis resmî ve resmî olmayan bütün görüsleri ve yazilmis bütün tarih arastirmalarini altüst ederek alaninda tek eser olacak bir monografi olma iddiasini tasimaktadir.
(Arka Kapak)
Bakü’de Türkiye tarafindan yaptirilan Sehitlik Camii’nin hemen yanindaki sehitlikte Enver Pasa’nin Azerbaycan Türklerinin Milli Mücadelesi adina sehit düsmüs Türk askerleri yatar. Burayi ziyaret eden her Türk’ü duygulandiran bir tablodur bu. Fakat bu mücadelenin öncesi ve sonrasi, ayrintilari maalesef hiç bilinmez. Iste konunun uzmanlari tarafindan bir basyapit olarak nitelendirilen bu eser, Azrbaycan Türklerinin yani sira Kafkasya genelinde Türki Cumhuriyetlerin, dolayisiyla Türk kimliginin Bolseviklere, Sovyet devletine ve dünya tarihi sahnesindeki çesitli siyasi oyunlara karsi verdigi mücadeleyi konu aliyor.
Yazar Musa Qasimli, ünü bulundugu ülke sinirlarinin disina tasan ender Azerbaycan tarihçilerindendir. Çalismalari yerli ve yabanci tarihçilerin yapitlarina kaynaklik edecek düzeyde titiz hazirlanmis, yogun bilgi içermektedir. Yazarin eserlerinin en önemli özelligi, çalismalarini zengin arsiv literatürü esliginde
sürdürmüs olmasidir. Azerbaycan tarihi; siyasal ve kültürel degerlerini ve topraklarini isgal etmeye çalisan Romalilara, Pers hükümdarlara, Araplara, Mogollara ve Ruslara karsi
büyük direnis sergileyen bir toplumun tarihidir. Bu tarihin önemli asamalarindan birini 27 Nisan 1920 yilinda Azerbaycan’in Bolsevik Rusyasi tarafindan isgal edilmesinden 18 Ekim 1991 yilinda yeniden bagimsizligina kavustugu güne kadar geçen süreci kapsayan dönem olusturmaktadir. 19. yüzyilda Rusya tarafindan isgal edilen hanliklar düzeninde yasayan Kafkas
Azerbaycan’i eger 1918-1920 yillarinda bagimsiz devlet kimligine kavusmasaydi, Nisan 1920 sonrasinda olusan Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti de olmayacakti. Yani, Azerbaycan’in Rusya safina ne tür bir kimlik altinda katilacagi
belirsiz kalacagindan ve yapay devlet kimliginin dahi lmayacagindan 1991 yilinda Azerbaycan’in bagimsizligi çok daha sancili olacakti. Tabii söyle bir soru da sorulabilir: Azerbaycan Türk toplumu 1920-1991 yillari arasinda kendi varligina ve zenginliklerine egemen bir ulus olsaydi yüzölçümü, nüfusu ve hizla yükselen uluslar arasi konumuyla dünya düzeninde hangi mevkide bulunabilirdi?
(Tanitim Bülteninden)
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli