Avrupa’da Ulus ve Devlet

Yüz Yil Savaslari, Aziz Bartolomeus Yortusu Katliami, Haçli Seferleri, Dreyfus Davasi, Dünya Savaslari, ulusal kurtulus mücadeleleri ve bütün bu büyük tarihsel olaylarin kökeninde yatan devlet, ulus ve ulusculuk. Hagen Shulze tarih boyunca siyasetçilerin ve insan bilimleriyle ugrasanlarin kafalarini mesgul eden ulus ve devlet kavramini ortaçadan günümüze geçirdigi evrimiyle ele aliyor. Avrupa’nin degisik bölgelerinde devletlerin gelisimini kiyaslayarak, ulus kavramiyla nasil kaynastigini inceleyen Shulze, ulus fikrinin birlestirici oldugu kadar bölüc de olabildigini gösteriyor. Irk, dil, din, ortak çikarlar ve cografyanin bir ulusu meydana getiren temel unsurlar oldugu yönündeki klasik bakis açisinin karsisina, Ernest Renan’in, “Ulus zihinsel bir durumdur. Hem kalplerde hem kafalarda mevcut oldugu sürece vardir“ görüsünü yerlestiren yazar, ulusçulugun hangi durumlarda yükselise geçtigini ve sonuçlarini, tarihi gerçeklerle gözler önüne seriyor. Shulze son olarak Avrupa’nin bütünlesme sürecinin ancak uluslarin destegiyle ve kendilerine has mesru özelliklerinin taninmasiyla basarabilecegini ileri sürüyor. Avrupa’da Ulus ve Devlet bütünlesme yolundaki Avrupa’yi daha iyi anlayabilmek, gelecekte nasil bir yapilanmaya gidebilecegini gözlemlemek açisindan okura essiz bir firsat sunan çarpici bir çalisma.(Arka Kapak)