“Şeytan uyuyakaldı birgün,
Rüzgar Sert Esti.
Üç tüy düştü şeytandan:
Biri parayaü yapıştı,
Diğeri mevkiye, ötekide ihtirasa.
O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı...!
Arz
Birgün uyandı muharrir derin uykusundan
Dokunmak istedi yüreklere ilim yüklü satırların arasından Sözünü demledi de
söyledi mürşid olur diye: Rahman’dan, Habib-i Zişan’dan, ashabdan
Gönülleri fethetmekti tek dileği, ilmek ilmek dokuyacaktı sözcükleri
Şafakta, tanda, seherde sözcükler ağır ağır demlendi, okuyanların kalplerine zerre
zerre nakşedilecekti.
Eserini kıssalarla,değerlerle, ayetlerle yoğurdu muharrir. Okuyucusuyla
hemhal olacaktı zahir.
Evvela Rab’bine şükretmekti muharririn gayesi, gözü görüyordu,
dimağı açıktı, kalemi yazıyordu ya daha ne isterdi?
Besmele-i Şerif’le bir yatsı ezanı okunurken başladı derlemesine,
arz edecekti buradan eserini okuyan kitlesine,
duyulmayan ama
hissedilen gönül sesiyle...
Rab'bim,
Sen bu eserimi, içindeki ayet ve kıssalara
İhtiyacı olan gönüllerle buluştur.
Kim bilir belki bir ayetteki hikmet
Okuyana şifa olur...
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli