Arin

Kürtler açisindan Kobani deyince, akla ilk gelen kisi süphesiz Arin Mirkan'dir. Arin Mirkan, Kapitalist, erkek egemen topluma kadinca baskaldirinin öyküsüdür. Feyzullah Bagci, Kobani direnisinin kadin direnisi ve isyani oldugunu Meryem karakteriyle okura sunarken, bunu isyanin ve direnisin sembolü olan Arin'in önderligini göstererek gerçeklestiriyor. Meryem'in varolan düzenin kalbini hançerlercesine yok olustan varolusa geçis hikayesini ve Kobani'de son bulan yolculugunu bas döndüren bir tempoyla anlatiyor. Burada yasayan insanlarin neredeyse tamaminin Kobane'de yasayan insanlarla kan bagi vardi. Evveliyatinda ülke sinirlarinin ikiye böldügü bir kentti burasi. Sinirin Kuzey tarafina Suruç, Güney tarafina ise Ayne'l Arap demislerdi kenti ikiye bölen devletler. Ama halk, Kuzeydeki bölüme Pirsus; Güneydeki bölüme ise Kobane diyordu kendi ana dillerinde. Kenti ikiye bölen ülkelerin egemen zihniyetleri bununla da yetinmemislerdi. Kuzeyde yasayan insanlara Türk, Güneyde yasayan insanlara ise Arap demislerdi. Kenti ikiye bölüp kentin ismini degistirenler, insanlarin da kimliklerini degistirmekte bir sakinca görmemis, tamami Kürt olan kent halkini birbirine yabancilastirmaya çalismislardi.