“Hakk’ın varlığıyla olduk HASANİ
Birlik makamında bulduk ihsanı
İkrar ile imanın namı, nişanı
İsmiyle zatı sıfatta doğduk.”
“Ateşi; nur, havası; sır, suyu; abuhayat, toprağı; yâr ve dost olan talip yolunun özü ve yüzü.”
“Yer, gök yok iken doğuş yolu ile gelenler; Hakk´ın emri rızası ile kılınan nikâhtan doğmuş, Hakk´ı kendilerinde mevcut görmüş, kendilerini haklamış, Hakk olduklarını doğuşta ispat etmişler ve Hakk´ın emriyle gelmişlerdir. Hakk doğuşta doğanların babasıdır, rıza da anasıdır. Kılınan nikâhtan doğmuşlar; anaları, babaları birdir ve ayrı gayrıları yoktur... Hakk kendini doğuşta doğanlardan ispat etmiştir. Doğuş olmazsa Hakk´ı ispat eden yoktur...”
“Hakikat Hakk´ın emriyle gelen Naci (Şit) ve Naciye´ye tabidir. Hakk´ın emri kanun, namus, vicdan, edep, hayâ üzerinedir. Bunlar da Fatıma´da mevcut olduğu için noktaya tabidir ve Nokta hakikattir...”
“Naciye, Kubbeyi Rahman’dan cennete geldi, cennetten de emirle dünyaya geldi. Aslında Ali, Naciye’nin kocasıdır, ispatı da Fatıma ile Ali’dir ve Fatıma da Naciye’dir. Bu nedenle Fatıma rahmet deryasının malıdır ve rahmet Fatıma’dır…”
“Hakikat en doğrusudur, kanundur, adalet, namus, vicdan, edep, hayâ üzerinedir ve hâkimdir. Hâkim seçime tabidir; mukadderatı, kazayı, kaderi kabul etmiyor. Haklıyı, haksızı, sağı, çürüğü, birbirinden ayırıyor. Selamet ve kıyamet yollarını açarak bu iki yoldan gelenler tekrar geldikleri yoldan gideceklerdir…”
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli