Galeri denilen yer üç tane salon. Biz birinin isini bitirince gidiyoruz.
Haftaya kalmadan diger salon için çagiriyorlar. Is kolay, hem de
makara yapiyoruz. Hasan’la tikir mikir çalisiyoruz. Iste böyle çalisirken
ben O’nu gördüm.Beyaz bir elbise giymis, boynuna kirmizi bir sey sarili,
yürümüyor, sanki uçuyor. Geldi salonun en dibindeki resme bakmaya
basladi. O resme bakiyor, ben O’na bakiyorum. Ne kadar baktik
bilmiyorum, Hasan gelip koluma vurdu.
– Bora Bey seni çagiriyor.
“Geliyorum,” deyip kafami çevirdim ki, O gidiyor.
Yozgat’tan Ankara’ya gidenler, Ankara’dan Yozgat’a dönenler…
Böcüklü saksilar, hayirli kismetler, Pabrikalar, yevmiya hesabi yapan
irgatlar, usul aksak evlerine varanlar, perzulaya yumulanlar, kalbi tas
olanlar, dudaklari kipir kipir diyeset okuyanlar, essahli konusanlar… Oy
oyy Doktur melhami yok mu bunun?
Bozkirda Altmisalti’yla tanidigimiz, iyimser ve insancil Mustafa Çiftci
dünyasinin ilk örnekleri. Adem’in Kekligi ve Chopin, Çiftci’nin ilk hikâye
kitabi…
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli