Baris Müsteceplioglu, Giovanni Scognamillo, Nazli Eray, Ümit Kireççi, Kadir Aydemir, Altay Öktem, Arzu Çur, Ferhan Ertürk, Yigit Deger Bengi, Gündüz Ögüt, Orhan Duru, Izzet Yasar, Evren Imge, Levent Senyürek, Çiler Ilhan, Sadik Yemni, Levent Mete, Muammer Yüksel ve Ihsan Oktay Anar.
Yazi serüvenine dogrudan dogruya “fantastik“ yazarak atilan yazarlarla, yillardir yazdigi öykülerin içine hiç usanmadan fantazi ve bilimkurgu unsurlari katan yazarlar yan yana duruyorlar bu seçkide. Bu anlamda Türkçe edebiyatta bir ilk 1002. Gece Masallari; farkli edebi geleneklerden gelen, farkli kusaklarin öykülerini ortak bir paydada bulusturuyor.
Ne de olsa her öykü sözün güzelligi için okunur!
(Arka Kapak)
Saniyorum bu seçki Türkiye’de bir ilk: Fantastik öyküler derlemesi. Aslinda baska dillerde de çok sik görülen bir sey degildir fantastik öykü derlemeleri; çünkü fantazi (kapi komsusu bilimkurgudan farkli olarak), öyküden ziyade romana yatkindir; koca bir dünya kurmak için yere ve zamana ihtiyaç vardir ne de olsa. Ancak bu seçkideki bütün öyküler, kabaca Tolkien ile baslatabilecegimiz Fantazi Edebiyati kategorisine girmiyor. Öte yandan hepsinin ortak bir yani var, o da anlati yapilarinin “fantastik“ bir çekirdek çevresinde kurulmus olmasi. Demek ki daha genel bir kategoriden, Fantazi Edebiyatini da içeren bir “Fantastik“ten söz ediyoruz burada.
Belki daha basta bir an durup “Fantazi Edebiyati“ ile “Fantastik“ kavramini birbirlerinden tam olarak ayirmaya çalismamiz gerek: Fantastik, her zaman, her yerde, yazinin ve konusmanin söz konusu oldugu her durumda karsimiza çikacaktir. Odysseus’un Sirenleri, Lukianos’un bilinmez denizlere yolculugu, Gulliver’in akilli atlari, Cyrano de Bergerac’in günese ve aya gidisi, Doktor Frankenstein’in yaratigi, Dorian Gray’in yaslanan portresi, Doktor Jekyll’in Mr. Hyde’i, Wells’in görünmeyen adami, Gregor Samsa’ nin dönüstügü böcek, her boy ve soydan vampirler, hortlaklar, hayaletler, bunlarin hepsi “Fantastik“ kavraminin çerçevesi içinde yer alirlar. Yazarin “bugün ve burada“sinda deneyimle(ye)medigi, geçmis bilgilerinden çikarsayamayacagi, ancak varolan bilgiyi kendi hayal gücüyle harmanlayarak türetebilecegi seylerdir muhayyelenin yarati(k)lari.
Fantastik, yazarin simgesel düzenin içinden “Gerçek“e bakmaya çalismasi, bunun için de imgeselin içinden geçen uzun bir yolculuk yapmasi, varolan simgesel düzende yeri olmayan imgeler insa ederek bunlari simgesel yapinin içine yerlestirmesi, bu yolla da onu altüst etmesi, yadirgatmasi demektir. Lacan’in kullandigi anlamiyla “Gerçek“, simgesel düzenin, yani dilin ve onun çevresinde kurulmus olan uygarligin yasalar sisteminin görüp anlamlandiramadigi seydir, tekinsizdir, “Gerçek“e ancak gözucuyla ya da yüzümüze kapattigimiz ellerimizin parmaklarini aralayarak kaçamak bir bakis firlatabiliriz. O bakis simgesel düzenin önünde ve öncesinde varolan imgeler dünyasindan geçer, “Gerçek“i orada bulunan bir ya da birden çok seye benzeterek anlamlandirmaya çalisir. Ancak her benzetme bir ötekilestirme oldugu için (“Benziyor, ama tam olarak degil!“) bu anlamlandirma, simgesel düzende varolan yerlesik anlam iliskilerinin birini ya da birkaçini bozar, altüst eder; onlari yadirgatir. Dorian Gray’in Portresi, tümüyle gerçekçi bir Viktorya dönemi romani sayilabilir–di, eger o tek fantastik imge, sahibinin günahlarinin kefaretini yüklenerek yaslanan, çirkinlesen portre imgesi olmasaydi. O tek imge bile, varolan simgesel düzenin içinde bir çiban basi, “bilimsel“ Viktorya çagi insanlarinin “bu da ne canim,“ diye burun kiviracaklari, ama görmezden gelemeyecekleri bir huzursuzluk kaynagi olarak, gerekli yadirgatmayi saglar bize. Ancak o imge, Dorian Gray’in Portresi’ ni bir Fantastik Edebiyat eseri yapmaya yetmez.
Çünkü Fantastik Edebiyat söylemsel düzeyde yeni, alternatif bir simgesel düzen kurmayi hedefler. Bu yeni düzen varolandan son derece radikal farkliliklar da içerebilir, yalnizca görünüse iliskin degisiklikler de. Fantastik Edebiyat, yeni bir harita çizip yeni ülke isimleri uydurd
Yazar Adı
Yiğit Değer Bengi
Sayfa Sayısı
karışıkçokrenkli