Aşk bir durumdur, bozukluk değil. Neredeyse her insanın yaşadığı, zaman zaman kendini içinde bulduğu bir haldir. Ancak yaygınlığına rağmen, birçok insan için aşk acılı, kederli ve kaygılı bir süreçtir. İşte tam da bu nedenle, yapısında “bozulma” potansiyeli taşıdığı söylenebilir.
Aşk bir bozukluk değilse de, insanın normali de değildir. Yani insan âşıkken, biyolojik olarak normali dışında, farklılık gösterir. Söz konusu bu biyolojik fark, psikolojik, davranışsal, fizyolojik ve bilişsel farklılıklara da yol açar kuşkusuz.
“Âşık bir insan, tam olarak kendinde değildir, yargılama yetisi bozulmuştur!” demek hiç de yanlış bir tarif olmaz. Bu nedenle âşık kişi, çeşitli istenmeyen durumlara açık ve duyarlı hale gelebilir. Aşkı zor hale getiren bir diğer özelliği de istemli cereyan ediyor olmamasıdır. Aşk, kontrol edebileceğiniz, “Gelsin gitsin, başlasın bitsin!” diyebileceğiniz bir süreç de değildir.
Prof. Dr. Özgür Öner’in kaleme aldığı Aşkın Kimyası evrimsel, kimyasal, psikolojik, antropolojik, biyolojik, sosyolojik ve evrensel açıdan aşk hakkında yazılmış en kapsamlı ve çok boyutlu bir kaynak...
Prof. Dr. Özgür Öner, şu ana kadar 70’in üstünde uluslararası bilimsel yayın yapmış, yerli ve yabancı kitaplarda bölümler yazmış, kendi alanında birçok bilimsel ödül almıştır. Öner; kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, yeme bozuklukları, davranış bozuklukları, tik bozuklukları, kişilik bozuklukları, depresyon, sosyal ilişki sorunları, öğrenme sorunları, madde kullanımı gibi psikiyatrik sorunlarda çocuk, ergen ve yetişkinlere danışmanlık vermekte, bireysel, aile ve grup terapileri yapmaktadır.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli